| Yazar: | Fecir Begdeş |
| Eser Türü: | Basılı, Dijital |
| Yayıncı: | DTA Yayıncılık |
| Yayın Tarihi: | 07/11/2025 |
| Kategori: | Edebiyat |
| Sayfa Sayısı: | 186 |
| Dil: | Arapça |
| Kapak: | Karton |
| Boyut: | 13.5 x 21 cm |
| ISBN: | 978-625-5959-62-1 |
| E-ISBN: | 978-625-5959-63-8 |
| DOI: |
|
تُعالج المجموعة القصصية "هجرة صيدناياوية (دياجير الغربة)" إشكاليات الاغتراب القسري والهجرة الإجبارية عبر تقديم رؤية سردية مركّزة على التجربة الإنسانية اللاجئة بكل تعقيداتها النفسية والاجتماعية. تسلّط المجموعة الضوء على آثار العنصرية والفقر والظلم، لتبرزها كمحاور مركزية في بنية النصوص، حيث تتحول الغربة إلى فضاء كابوسي يشبه السجون المظلمة في عزلتها وقسوتها. كما أنّ حضور الزلازل والأحداث الطبيعية المفاجئة في المتن القصصي يُضاعف الإحساس بالهشاشة ويُبرز مدى تأثر الإنسان بالقوى الخارجة عن إرادته، ما يضيف بعدًا رمزيًا للأزمات التي يمر بها الفرد في حالات الطوارئ والنزوح. ورغم هذا الطابع التراجيدي الغالب على معظم النصوص، إلا أنّ بعض القصص تفتح أفقًا دلاليًا أكثر إشراقًا، من خلال التركيز على عناصر الأمل والصمود والمقاومة. هذه الإشراقات تظهر في مواقف سردية تجسد قدرة الشخصيات على التكيّف مع ظروف الاغتراب، والتمسّك بالكرامة الإنسانية رغم كل المعيقات. وهكذا، تنجح المجموعة في المزج بين التوثيق الواقعي للأحداث اليومية للاجئين والتحليل الرمزي لتجربتهم الإنسانية، مقدمة قراءة عميقة وشاملة لمعاناة الفرد في الغربة والتهجير القسري.
"Sidnayevi bir göç (Gurbeti Zifiri Karanlıkları)" hikâye koleksiyonu, zorunlu göç ve sürgün sorunlarını, mülteci deneyiminin tüm psikolojik ve sosyal karmaşıklıklarına odaklanan bir anlatısal bakış açısıyla ele almaktadır. Koleksiyon, metinlerin yapısında merkezi birer eksen olarak öne çıkan ırkçılık, yoksulluk ve adaletsizlik etkilerini vurgulamaktadır; burada gurbet, karanlık hapishanelere benzeyen bir kâbus mekânı olarak, izolasyonu ve baskıyı simgelemektedir. Hikâyelerde beklenmedik depremler ve diğer doğal olayların varlığı, kırılganlık duygusunu artırmakta ve bireyin iradesi dışında gelişen güçlerden ne ölçüde etkilendiğini göstermektedir; bu durum, acil durumlar ve yerinden edilme süreçlerinde bireyin yaşadığı krizlere sembolik bir boyut kazandırmaktadır. Her ne kadar çoğu metin yoğun bir trajik yapıya sahip olsa da, bazı hikâyeler, umut, direnç ve dayanıklılık unsurlarına odaklanarak daha aydınlık bir anlam ufku açmaktadır. Bu aydınlık anlar, karakterlerin göç koşullarına uyum sağlama ve tüm engellere rağmen insanî onurlarını koruma kapasitelerini gösteren anlatısal durumlarda belirginleşmektedir. Böylece koleksiyon, mültecilerin günlük deneyimlerinin gerçekçi bir belgelemesini, insanî deneyimlerinin sembolik analizleriyle birleştirerek, gurbet ve zorunlu yerinden edilmenin birey üzerindeki etkilerine dair kapsamlı ve derin bir okuma sunmaktadır.